bugün
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması13
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi18
- bugün hangi kadın yazara ne diksem11
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması10
- anın görüntüsü22
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı17
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak28
- ali koç12
- jose mourinho21
- günahların takımı galatasaray13
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- icardi19058
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması8
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması11
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
entry'ler (262)
Yaşadığımız dünyaya ve evrene ve de fiziksel kurallarına/kanunlarına çok iyi şekilde değinen harika bir belgesel diyebilirim.
Eğer uzay,evren, gökyüzü,gezegenler, o sonsuz boşluk, galaksiler yıldızlar merak ediliyorsa izlenmelidir.Olabildiğince sadeleştirilen bir bilim dili ve kaliteli animasyonlarla insanı derin sorgulamalara mecbur bırakır.
Toplamda 13 bölüm kadardır.Ben en çok 4.bölümden etkilendim.Kara delikler,zamanın başlangıcı ve evrenin sınırlarından bahsedilmişti.Umarım yanlış hatırlamıyorum.
Eğer uzay,evren, gökyüzü,gezegenler, o sonsuz boşluk, galaksiler yıldızlar merak ediliyorsa izlenmelidir.Olabildiğince sadeleştirilen bir bilim dili ve kaliteli animasyonlarla insanı derin sorgulamalara mecbur bırakır.
Toplamda 13 bölüm kadardır.Ben en çok 4.bölümden etkilendim.Kara delikler,zamanın başlangıcı ve evrenin sınırlarından bahsedilmişti.Umarım yanlış hatırlamıyorum.
Havanın ışıması ama bir yandan karanlığın da devam etmesi durumu ya da gün kararırken bir yandan da aydınlık olması durumlarında deneyci yaklaşımın bu konuda ne söylediği merak konusu olan başlıktır.
Bir diğer mevzu bahis görünen köy uzakta mıdır ,uzakta ise bunun deneyciliğe katkısı nedir sorunsalıdır.
Bir diğer mevzu bahis görünen köy uzakta mıdır ,uzakta ise bunun deneyciliğe katkısı nedir sorunsalıdır.
Aslında herkesin duyduğu bazı güzel sözler vardır.Bu da onlardan olsun.
" Şu üç şey geri dönmez
Atılan ok,ağızdan çıkan söz, geçip giden zaman. "
" Şu üç şey geri dönmez
Atılan ok,ağızdan çıkan söz, geçip giden zaman. "
Dostoyevski ile birlikte insan'ın serüvenini en iyi okuyup yazabilmiş adamlardan.
itiraflarım kitabı ise otobiyografik nitelikte. Hakkında fikir sahibi olunmak için iyi bir başlangıç olabilir.
Ve ben özel olarak ölümüne yakın çıktığı o son tren yolculuğunu çok anlamlı ve özel bulurum.Doğrusu orda ne olup bitti çok fazla bilmiyoruz ve fakat olağan birşeylerin olmadığını ve belki metafizik bir tecrübeye ulaştığı ihtimalini ben hep tahmin etmişimdir,bir parça da merakla.
itiraflarım kitabı ise otobiyografik nitelikte. Hakkında fikir sahibi olunmak için iyi bir başlangıç olabilir.
Ve ben özel olarak ölümüne yakın çıktığı o son tren yolculuğunu çok anlamlı ve özel bulurum.Doğrusu orda ne olup bitti çok fazla bilmiyoruz ve fakat olağan birşeylerin olmadığını ve belki metafizik bir tecrübeye ulaştığı ihtimalini ben hep tahmin etmişimdir,bir parça da merakla.
ilk aşk'ın baş döndürücülüğüne yaklaşır. Kısa bir süre de olsa.
islamı 7.yy dan öncesinde yok sanan cehalet kadar şaşılası değildir.
şakaysa komik değil, gerçekse çok komik dediğim yazardır.
Münacaatlar okudum bir zaman. Her bir harfe binbir keder isabet eden.Her nefesine binlerce hüzün saplanan şairlerle konuştum.Derin ırmaklardan geçtim,kayalıklar vardı senden uzak,insanın hikayesi neydi bilemedim.Bir karanlıktı aydınlığını aradım.Bıraktığın bir kaç parça mum ile gözlerimi kör edecek aydınlığı umdum.
Hata ettim bir zaman.isyan ettim.Düştüğüm kuyuların duvarları nisyanla lekelenmişti.Bir ip aradım,nasırlı ellerim tırmanmak için şehvetle sarılacaktı bulsaydım ah.
Seher vakitleri in-cin uykudaydı.Ben ins'i ve cinn'in sahibine yakardım.
Bazı geceler duydum sesini.En mahrem en gizli en ağır karanlıkta bana titrek ışıklarla bir yol çizildiğini uykulu gözlerimle müşahade ettim.
Müşahade ettim kaderimi.Milyarlarca yılın ardından bana ayırdığın,beni bir kaç nefes sahibi kıldığın o ömür denen gurbete. Şahitlik ettim karanlığa ve buyurduğun aydınlığa.
Yıllar geçip gitti.Zamanla ve mekanla zincirlenen her insanoğlu gibi öylece akıp gitti yol.Bilmiyorum neredeyim, ne yapmaktayım, bu insanlar kim? New york neresidir, Şam neresidir,istanbul neresidir? Kurtuba'nın saraylarında bir gözüm.Bir gözüm peygamberlerin yenildiği doğudadır.
Bilmem doğu neresidir batı neresidir.
Annemin yüzü niçin ömrüm boyunca çakılıp kalmaktadır zihnimin odalarına. Niçin bir vicdan sahibiyim, kahrolası bu yastık neden her gece yüzümü kıyasıya alabildiğine yumruklamaktadır?
Her bahar ağaçlar ne söylemektedir ,mevsimler bana ne fısıldamaktadır?
Yüzümden aynalara ne kalmaktadır, aynalar gözlerime niçin hınçla bakmaktadır? Bu soruların sahibi ben isem bu hüznümün ve sabahın Rabbi Sen değil misin?
Sana şikayet edemezsem kime edeyim.
Duy sesimi.Çünkü sen de bu çığlığı duymaz isen kapının ardında beni iflasım beklemekte.Sermayem,bitiyor ve tükeniyor.Bu müflis kuluna merhametini ve aydınlığını esirgeme.Başka nasıl anlatayım Tanrım.Yüce Rabbim.Merhamet!
Hata ettim bir zaman.isyan ettim.Düştüğüm kuyuların duvarları nisyanla lekelenmişti.Bir ip aradım,nasırlı ellerim tırmanmak için şehvetle sarılacaktı bulsaydım ah.
Seher vakitleri in-cin uykudaydı.Ben ins'i ve cinn'in sahibine yakardım.
Bazı geceler duydum sesini.En mahrem en gizli en ağır karanlıkta bana titrek ışıklarla bir yol çizildiğini uykulu gözlerimle müşahade ettim.
Müşahade ettim kaderimi.Milyarlarca yılın ardından bana ayırdığın,beni bir kaç nefes sahibi kıldığın o ömür denen gurbete. Şahitlik ettim karanlığa ve buyurduğun aydınlığa.
Yıllar geçip gitti.Zamanla ve mekanla zincirlenen her insanoğlu gibi öylece akıp gitti yol.Bilmiyorum neredeyim, ne yapmaktayım, bu insanlar kim? New york neresidir, Şam neresidir,istanbul neresidir? Kurtuba'nın saraylarında bir gözüm.Bir gözüm peygamberlerin yenildiği doğudadır.
Bilmem doğu neresidir batı neresidir.
Annemin yüzü niçin ömrüm boyunca çakılıp kalmaktadır zihnimin odalarına. Niçin bir vicdan sahibiyim, kahrolası bu yastık neden her gece yüzümü kıyasıya alabildiğine yumruklamaktadır?
Her bahar ağaçlar ne söylemektedir ,mevsimler bana ne fısıldamaktadır?
Yüzümden aynalara ne kalmaktadır, aynalar gözlerime niçin hınçla bakmaktadır? Bu soruların sahibi ben isem bu hüznümün ve sabahın Rabbi Sen değil misin?
Sana şikayet edemezsem kime edeyim.
Duy sesimi.Çünkü sen de bu çığlığı duymaz isen kapının ardında beni iflasım beklemekte.Sermayem,bitiyor ve tükeniyor.Bu müflis kuluna merhametini ve aydınlığını esirgeme.Başka nasıl anlatayım Tanrım.Yüce Rabbim.Merhamet!
Düşün geçip giden zamanı!
Ki insan hüsrandadır.
Yalnız salih amel işleyen ve
birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.
Ki insan hüsrandadır.
Yalnız salih amel işleyen ve
birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.
ürperirdim.
londpn grammer- wasting my young years.
Ateizmin en büyük açığı insan'dır.
Çünkü Allah var.
Makamında ölüm vardır.
Hakkın yerini bulmasıdır.Adalet yoksa zulüm vardır.
Ve Adaletin yanında olması gereken yegane erdem merhamettir.
Merhametsiz adalet kalbi yorar,adaletsiz merhamet aklı.
Ve sonsuz merhamet ve adalet sahibi olan "O" böylece kalplerimize de aklımıza da yakındır.
Ve Adaletin yanında olması gereken yegane erdem merhamettir.
Merhametsiz adalet kalbi yorar,adaletsiz merhamet aklı.
Ve sonsuz merhamet ve adalet sahibi olan "O" böylece kalplerimize de aklımıza da yakındır.
3haftadır gece gündüz çalıştığım stajın sözlüsündeki adalet ve merhamet yoksunu bir gastroenterelog tarafından büte bırakıldığım için mahzun ve kederli,isyanımı nereye boşaltacağımı şaşırmış bir halde,gözümden uyku akarken anlamsız bi şekilde sabahı beklemekteyim.
Doğru bir önermedir.islam barış ve hoşgörü dini değildir.islam bir tevhid dinidir.Ve ancak "Adalet ve merhamet" dinidir.
Evrensel barış yalanını ortaya atanların 1940larda atom bombasını iki şehri olduğu gibi yokedenler olduğunu,hoşgörü yalanını pompalayanların guantanamoda psikiyatri biliminin son verilerinin ışığında işkence uygulayanlar olduklarını farketmenin çok zor olduğu bi çağdayız.Hümanizmin yalnızca senden olanı sevmek gerisini bir engel olarak görmek ve canlarının beş para etmez olduğunu farketmenin,afrikada milyonlarca aç insanın neden aç kaldığı üzerine kafa yürütmenin gerçekten zor olduğu bir çağdayız.
E bizim avanaklar da "yea islam hoşgörü dini değil ben almiim" diyerek tabaklarına aldıkları her burger king patatesiyle bile afrikanın guantanamonun ortadoğunun ve kudüsün ve ne hikmetse "hoşgörü" sahibi olamayan biçare her insan evladının kanına giriyor.
Elbette ki hoşgörü dini değildir islam,böyle bir iddiası da yoktur.Böyle bir iddiası olduğunu düşünenler tam da washingtonun londranın istediği gibi düşünmeye maruz bırakılan zavallılardır.
Ortalıkta ne yazık ki hoşgörülecek bir durum da yoktur zaten.Hoşgörülmeyecek bir durumu hoşgörmekse avanaklığın daniskasıdır.Evine girip annene ve kızkardeşine tecavüz eden bir sapığı hoşgörmek ne kadar zeka gerektiriyosa böyle bir başlık/önerme de tam o kadar gerektiriyor.Mükemmel bir korelasyon var.
Ebu lehebe lanet okuyan ayete bakıp yea bu ne biçim ayet diyen pespaye suratlı ergenin dünyaya bir kazık dahi çakamadan sorguluyom ben akıllıyım ben siz malsınız kuran hep yalan diye diye günün birinde acizce geberip gidecek olması keza hoşgörülecek bir durum değildir.Ne toplum ne insan ne islam açısından.
Hoşgorülecek şey var hoşgörülmeyecek şey var.
Evrensel barış yalanını ortaya atanların 1940larda atom bombasını iki şehri olduğu gibi yokedenler olduğunu,hoşgörü yalanını pompalayanların guantanamoda psikiyatri biliminin son verilerinin ışığında işkence uygulayanlar olduklarını farketmenin çok zor olduğu bi çağdayız.Hümanizmin yalnızca senden olanı sevmek gerisini bir engel olarak görmek ve canlarının beş para etmez olduğunu farketmenin,afrikada milyonlarca aç insanın neden aç kaldığı üzerine kafa yürütmenin gerçekten zor olduğu bir çağdayız.
E bizim avanaklar da "yea islam hoşgörü dini değil ben almiim" diyerek tabaklarına aldıkları her burger king patatesiyle bile afrikanın guantanamonun ortadoğunun ve kudüsün ve ne hikmetse "hoşgörü" sahibi olamayan biçare her insan evladının kanına giriyor.
Elbette ki hoşgörü dini değildir islam,böyle bir iddiası da yoktur.Böyle bir iddiası olduğunu düşünenler tam da washingtonun londranın istediği gibi düşünmeye maruz bırakılan zavallılardır.
Ortalıkta ne yazık ki hoşgörülecek bir durum da yoktur zaten.Hoşgörülmeyecek bir durumu hoşgörmekse avanaklığın daniskasıdır.Evine girip annene ve kızkardeşine tecavüz eden bir sapığı hoşgörmek ne kadar zeka gerektiriyosa böyle bir başlık/önerme de tam o kadar gerektiriyor.Mükemmel bir korelasyon var.
Ebu lehebe lanet okuyan ayete bakıp yea bu ne biçim ayet diyen pespaye suratlı ergenin dünyaya bir kazık dahi çakamadan sorguluyom ben akıllıyım ben siz malsınız kuran hep yalan diye diye günün birinde acizce geberip gidecek olması keza hoşgörülecek bir durum değildir.Ne toplum ne insan ne islam açısından.
Hoşgorülecek şey var hoşgörülmeyecek şey var.
Eğer belli bir zaman diliminde bireyler arasında karşılaştırmalı böyle bi çalışma yapıldıysa demek ki Allah zekadan korusun demek lazım,herşeyin fazlası zarar. Tabi pozitivizmin insanlara zeka diye pompaladığı fakir yetenekler bütününden bahsediyorsak.
Yok eğer geçmişle karşılaştırılarak "toplumsal zeka seviyesi arttı,eskiden insanlar idyottu" şeklinde bir önermeyse yine pozitivist aklın önerdiği ve muhtemelen gerçeğe bir yerinden temas eden evrim teorisine göre düşünürsek insan beyninin birazcık olsun ilerleme kaydedebilmesi için yüzbinlerce yıl geçmesi gerekiyor. Bu durumda kemikten zeka analizi yapmayı öğrenmeleri gerekir. Kaldı ki modern tıpla artık doğal seçilim denen mekanizmanın insan açısından içine etmiş bulunuyoruz. Şöyle ki örneğin bir talasemi hastası normalde çok fazla yaşayamadan ölecekken ve bu hastalığın genlerini bir sonraki nesle aktaramayacakken uygulanan tedavi yöntemleriyle hasta hayatta kalıp çoluk çocuğa karışabiliyor.
O yüzden böyle ingiliz isviçreli bilim adamlarının can sıkıntılarına takılıp üç kuruşluk önermelerle beyin hücrelerini telef etmemek lazımdır.
Kalbe dönmek;eve dönmek lazımdır.
Beytullah kalplerdedir.
Yok eğer geçmişle karşılaştırılarak "toplumsal zeka seviyesi arttı,eskiden insanlar idyottu" şeklinde bir önermeyse yine pozitivist aklın önerdiği ve muhtemelen gerçeğe bir yerinden temas eden evrim teorisine göre düşünürsek insan beyninin birazcık olsun ilerleme kaydedebilmesi için yüzbinlerce yıl geçmesi gerekiyor. Bu durumda kemikten zeka analizi yapmayı öğrenmeleri gerekir. Kaldı ki modern tıpla artık doğal seçilim denen mekanizmanın insan açısından içine etmiş bulunuyoruz. Şöyle ki örneğin bir talasemi hastası normalde çok fazla yaşayamadan ölecekken ve bu hastalığın genlerini bir sonraki nesle aktaramayacakken uygulanan tedavi yöntemleriyle hasta hayatta kalıp çoluk çocuğa karışabiliyor.
O yüzden böyle ingiliz isviçreli bilim adamlarının can sıkıntılarına takılıp üç kuruşluk önermelerle beyin hücrelerini telef etmemek lazımdır.
Kalbe dönmek;eve dönmek lazımdır.
Beytullah kalplerdedir.
Binli yıllar,ispanya-Endülüs .
Moğollar - Gece Sesleri
Gerçek bir gece şarkısıdır.
Gerçek bir gece şarkısıdır.